26 Mayıs 2013 Pazar

Emeklilere Mezarda da Huzur yok /.Emeklilerin Çilesi Bitmiyor / Sıra Kefenlerinde!: Emeklilerin Çilesi Bitmiyor / Sıra Kefenlerinde!

Emeklilere Mezarda da Huzur yok /.Emeklilerin Çilesi Bitmiyor / Sıra Kefenlerinde!: Emeklilerin Çilesi Bitmiyor / Sıra Kefenlerinde!: Gelişmiş Batı ülkelerinde emekliler, aldıkları maaş ile hayatlarının son yıllarını huzur içinde geçirirler.  Sinema, tiyatro, konser, müz...

Emeklilerin Çilesi Bitmiyor / Sıra Kefenlerinde!

Gelişmiş Batı ülkelerinde emekliler, aldıkları maaş ile hayatlarının son yıllarını huzur içinde geçirirler.
 Sinema, tiyatro, konser, müze, hobi, spor, hafta sonları dışarıda bir akşam yemeği vb. gibi sosyal etkinliklere rahatlıkla bütçe ayırabilirlerken, her yıl yabancı bir ülkede bile düzenli tatil de yapabilirler.

 Bizdeki emeklilerde Donlarına kadar soyulurlar. Mezarlarına çıplak ve sürünerek giderler maşında bir kartal bekler öldüğünde leşini kapmamak için. Emekli cesedini leş yiyicilere kaptırmadan toprağa saklanma uğraşındadır. İşte tam bu sırada sırtından kefeni leş yiyici tarafından çalınır…


Emeklilerin Çilesi Bitmiyor / Sıra Kefenlerinde!

Gelişmiş Batı ülkelerinde emekliler, aldıkları maaş ile hayatlarının son yıllarını huzur içinde geçirirler. Sinema, tiyatro, konser, müze, hobi, spor, hafta sonları dışarıda bir akşam yemeği vb. gibi sosyal etkinliklere rahatlıkla bütçe ayırabilirlerken, her yıl yabancı bir ülkede bile düzenli tatil de yapabilirler.

Bizdeki emekliler bu gün yıl 2013 22 mayıs aldıkları emekli maaşı ortalama 670 / 800 tl arası, bu maaş bir ev kirası üstüne birde hastane parası ve ilaç katkı payını da koyarsak Elektirik su_Hapı yuttuk doğrusu!
Emekli maaşından geriye üç ekmek parası ya kalır ya kalmaz

Ülkemizdeki emeklilerin durumu içler acısıdır.
Bırakın yurtdışında bir tatili, en temel insani ihtiyaçlarını bile varsa çocuklarının desteği ile karşılarlar  ve de borç harç içinde ay sonunu zor getirirler. İşte bu yüzden ülkemizdeki emeklilerin çoğu maalesef ek bir iş yapmak zorundadır.
AKP iktidarı öncesinde bir emekli bakkal dükkanı, kırtasiyeci, kitapçı, manifaturacı, tamirci vb. gibi küçük bir işyeri açıp vergi mükellefi olduğunda, yıllık emekli geliri tahakkuk eden vergiden düşürülür, kalanı da vergi olarak alınır, emekliye ekonomik bir rahatlama imkanı verilirdi.
 Ancak emekliye sağlanan bu imkan, AKP Emeklinin Kefenişne göz koyunca yıllar önce kaldırıldı.

Günümüzde ise emekli, evinde oturup kaderine razı olursa ya da herhangi bir işte çalışmayıp suya sabuna dokunmadan ölümü beklerse. Onun için bir sorun yok o aç ve sefalet içinde ölümü bekleyerek yaşayabilir..
Ama ben sefalat içinde yaşamaktansa gider bir işyerinde ücretli olarak çalışırsa sorun başlıyor. Öncelikle çalıştığı iş yeri destek pirimini ödememek için kayıt dışı çalışmak zorunda kalacak. Kayıt dışı çalıştığı anlaşılırsa işverene değil işçiden destek pirimi tahsil edilecek. İşverenler emekli çalıştırıp birde SGK ya % 30 Destek pirimi ödemek istemiyor. Sgk da işçiyi suçlu buluyor.
Devlet öyle diyor Ya açlıktan sürünerek öleceksin yada benim avantamı vereceksin. Alınan bu destek pirimi Emeklinin hiçbir işine yaramıyor. Amaç Emeklinin kefenini elinden almak…
Yada bir işe girmeyip çorap çamasşır vs şyler satmaya kalktığında. Birde
 Herhangi bir şirkete % 1 ile hissedar olsa ya da kendine küçük bir ticarethane açsa işte o zaman emeklinin çilesi yeniden başlar...  

Kefensiz kalacak Ölümüz Bizim
İsminin başında ADALET (!) yazılı olan iktidar partisi, 2003 yılında basit usulde vergi mükellefi olan emeklilerin maaşlarından “Sosyal Güvenlik Destek Primi” adı altında  % 15 oranında kesinti yapılmasına karar verdi ve konu Resmi Gazete’de yayınlanarak uygulanmaya başladı. 2006 yılında ise bu oran % 30’a yükseltildi ancak Anayasa Mahkemesi bu miktarı yüksek bularak iptal etti. Şimdi buradan soruyorum, Resmi Gazete’de yayınlanan bu uygulamadan kaç emeklinin haberi oldu? Her emekli evine Resmi Gazete mi alıyor? 2003 yılından itibaren işyeri açan emekliler vergi mükellefi olurlarken ilgili daireler niçin bunları uyarmadı?

Bilindiği gibi, kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumlarından emekli aylığı almakta iken  5510 sayılı Kanun’un 4/a kapsamında sigortalı bir işte çalışanlardan, aldıkları ücretleri üzerinden    % 30 oranında kendi nam ve hesabına bağımsız olarak çalışan veya Anonim Şirket,  (Yönetim Kurulu üyeleri ve 01.10.2008 önce sigortalı olan  Kurucu ortakları ) Limited Şirket ve Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket ortakları olanlardan, aldıkları emekli aylıklarından % 15’ı oranında  Sosyal Güvenlik Destek Primi kesilmektedir.

            Ancak, çalışan emeklilerden  Sosyal Güvenlik Destek Primi adı altında kesilen bu primin, iş kazası ve meslek hastalığı hali hariç, hiçbir maddi yararı bulunmamakta ve geleceğe ait bir faydası veya avantajı da olmayacaktır. Bu bakımdan, emekli iken  çalıştığı için aylıklarından ve ücretlerinden  kesilen  Sosyal Güvenlik Destek Primi,  bir nevi “Emekliyi Cezalandırma Primi niteliğindedir. Oysa ki, yapılması gereken şey, çalışan ve üreten emeklileri cezalandırmak değil, bilakis maddi yönden taltif  ederek, çalışmaya ve üretmeye teşvik etmektir.

-  Kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumlarından malullük veya emekli aylığı almakta
iken kanuna tabi bir işyerinde hizmet akdine istinaden yeniden çalışmaya başlayan ve  Sosyal Güvenlik Destek Primine tabi olanlar, bu çalışmalar sebebiyle hastalık ve analık sigortası hükümlerinden yararlanamazlar. Yani, hastalanmaları veya kadın işçinin doğum yapması nedeniyle istirahatlı/raporlu  oldukları günlere ait  istirahat parası (geçici iş göremezlik ödeneği) alamazlar,
             
2-     Sosyal Güvenlik Destek Primi ödenmiş süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz,
3-     Bu çalışma süreleri için 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına tabi olarak geçen
hizmetlerin birleştirilmesi hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz,
            4- Sosyal Güvenlik Destek Primine tabi olarak yapılan hizmetler için ödenen bu  primlerin toptan ödemesi yapılmaz,  yani geri verilmez. 
Peki  % 15 ve % 7.5 oranlarında alınan bu primler ne için alınmaktadır? SGDP adı altında
alınan bu primler, sadece ve sadece, çalışırken  meydana gelecek iş kazası veya meslek hastalığı haklarından yararlanmak için alınmaktadır.

            Madem ki, alınan SGDP iş kazası veya meslek hastalığı haklarından yararlanmak için alınan bir primdir,  o halde 5510 sayılı Kanunun  81. maddesinde iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlike ağırlığına göre belirlenen % 1 ila % 6,5 oranların alınması gerekir.

Vurguni



Askari ücretli Emeklilerin Başında leşini kapmak için/ leş yiyiciler dolanıyor.

Emekliyim ve 2003 eylül ayında üzerime bir kantin işletmesi aldım. Kantinde çocuklar çalıştığı için Rektör Çalışanların üzerine işletme vermiyordu çocuklar işsiz kalmasınlar diye kantini benim üzerime yaptık.

2003 8 Aydan _2007 / 16 mayısına kadar. devam ettim bu tarihte vergi mükellefliğime son verdim.
Bu süre içinse SGK ya çok işçi pirimi yatırdım. unuttuğumuz yada zamanında yatıramadığım pirimler için yapılandırma yaptım.
 Cezalı olarak ödedim
2007 mayıs 16 mayıs kantini Elimizden alınca rektörlük.aynı tarihte  kapatma işlemlerini bitirdim.
O akşam evime SSK dan yine borç kağıdı geldi 2004 yılından kalan borç bulmuşlar. Onuda ödedim. Ve emekli olduğum halde donuma kadar soyduklarını oradaki yetkililere söyledim.

  Bu işletmede vergi mükellefi olarak göründüm işletme kağıt üzerinde benimdi ben sanayide işçi olarak çalışmaya devam ettim. ve bu süreler çalıştığım iş yerinden destek pirimim ödendi
bu gün SGK dan bana gelen Borç karşısında saşkına döndüm benden çalıştığım iş yerinden kesilen Destek pirimi yok sayılıyor.
 Ödediğim destek pirimi için ne yapabilirim, diye yetkililere sordum onun üzerine su içmemi söylediler

ülkemizde emekliler genel olarak hayat şartlarının zorluğu ve emekli aylıklarının düşük olması gibi sebeplerle çalışmalarını sürdürürler.

Gelişmiş Batı ülkelerinde emekliler, aldıkları maaş ile hayatlarının son yıllarını huzur içinde geçirirler.
 Sinema, tiyatro, konser, müze, hobi, spor, hafta sonları dışarıda bir akşam yemeği vb. gibi sosyal etkinliklere rahatlıkla bütçe ayırabilirlerken, her yıl yabancı bir ülkede bile düzenli tatil de yapabilirler.

 Bizdeki emeklilerde Donlarına kadar soyulurlar. Mezarlarına çıplak ve sürünerek giderler maşında bir kartal bekler öldüğünde leşini kapmamak için. Emekli cesedini leş yiyicilere kaptırmadan toprağa saklanma uğraşındadır. İşte tam bu sırada sırtından kefeni leş yiyici tarafından çalınır…

Ülkemizde İnsan Çeşitli ayrımlara maruz kalır Örneğin sanayiden emekli olanlar askari ücretten emekli oldukları için alacakları 680 tl para. Bu parayla geçinmek bir yana açlıktan anca ölünür.
Kamudan Emekli olanların maaşları 2000 tl den başlar ve yukarıya doğru gider. Askari ücretli emekliler ile bu Emeklileri aynı potaya kaoyuyorlar.

Hiç değilse destek pirimine bir sınır koyun mağdur olanlar daha fazla maadur olmasınlar. 1800 tlnin üzerinde maaş alanlardan destek pirimi isteyin..
Eski emekliler 960tl alıyor yeni emekliler 680tl bu insanları bu duruma düşüren devlet çalışır iken sahip çıkmadığı bu insanlara. Emekli olduktan sonra açlıktan ölsünler diyerek çalıştıklarında kazançlarının %32 sini elinden alıyor. Birde bu insanları potansiyel suçlu sıfatıyla görüyor.
Ülkemdeki bu adaletsizlik kalkmadıkca Emeklilerimiz kefensiz mezara girmeye devam edecekler…..



İŞTE ÜLKEMİZDE ASKARİ ÜCRETLİ EMEKLİ